Öykü Sofuoğlu

Bağımsız sinema yazarlığı ve çevirmenlik yapan Öykü Sofuoğlu, düzenli olarak Cannes, Berlin ve Venedik gibi dünya festivallerini takip etmekte, özellikle deneysel ve kuir sinemayla ilgilenmektedir.

İş deneyimi ve eğitim

Lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamlayan Öykü Sofuoğlu, Paris 8 Vincennes - Saint-Denis Üniversitesi’nde sinema alanında yüksek lisans yapmıştır. Şu anda Paris Nanterre Üniversitesi’nde doktora yapan Sofuoğlu, Berlinale Talents ve Locarno Critics Academy gibi film eleştirmenliği workshop’larına katılmaya hak kazanmış, MUBI Notebook, Senses of Cinema ve Variety gibi uluslararası mecralarda yazıları yayınlanmıştır.

En sevdiği filmler ve diziler

Öykü birçok sinemasever gibi en çok sevdiği filmleri seçmekte zorlansa da Chris Marker, Chantal Akerman, Marguerite Duras ve Yasujiro Ozu’nun filmleri kalbinde (ve zihninde) çok özel bir yere sahiptir. Deneysel sinemanın kuytu köşelerinde kendini kaybetmeyi seven Öykü, akademik olarak buluntu film (found-footage) üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Öykü Sofuoğlu has written 95 articles on JustWatch. This includes adding news and relevant information to movie & TV show pages.

  • <h1>En İyi Film Oscar’ına Aday Gösterilen En İyi 10 Aksiyon Filmi</h1>

    En İyi Film Oscar’ına Aday Gösterilen En İyi 10 Aksiyon Filmi

    Aksiyon filmleri yüksek gişe hasılatına ve seyirci nezdinde ciddi bir popülerliğe sahip olsa da Oscar sezonu geldiğinde genelde geri planda kalan bir türdür. Bu filmler daha çok görsel efektler, ses kurgusu ve ses miksajı gibi teknik dallarda öne çıksa da aralarından bazıları bu kalıpları aşarak kendisine En İyi Film kategorisinde yer bulmayı başarmış; hatta bazı durumlarda rakiplerini sollayıp Oscar’ı kucaklamıştı. 97. Akademi Ödülleri yaklaşırken En İyi Film Oscar’ına aday gösterilen en başarılı 10 aksiyon filmini sizler için listeledik. 

    Top Gun: Maverick (2022)

    Özellikle Mission: Impossible serisiyle Hollywood’un en başarılı aksiyon starlarından biri olarak tanıdığımız Tom Cruise, 36 yıl aradan sonra Pete “Maverick” Mitchell karakteriyle ekranlara geri döndü. Filmde Cruise’a Miles Teller, Glen Powell, Val Kilmer, Jennifer Connelly, Monica Barbaro ve Jon Hamm gibi isimler eşlik etti. Deneyimlerine rağmen kariyerine test pilotu olarak devam eden Maverick’in, donanmanın elit pilotlarının eğitildiği Top Gun akademisine geri çağrılması filmin hikâyesinin çıkış noktasını oluşturmuştu. Filmde Maverick, aralarında eski dostu Goose’un oğlu Rooster’ın da bulunduğu bir grup pilotu eğitip, onlarla beraber nükleer bir tehditi ortadan kaldırmak için harekete geçmişti. Yine CGI yerine pratik efektlerin öne çıktığı filmde oyuncular sıkı bir uçuş eğitiminden geçirildi. Gökyüzünde nefes kesici uçak sahneleriyle seyirciyi kendine hayran bırakan film altı kategoride Oscar’a aday gösterildi ve En İyi Ses ödülünü kazandı.

    Dune (2021)

    Denis Villeneuve’ün Frank Herbert’in kült roman serisinden uyarladığı Dune’un aksiyondan ziyade bir bilim kurgu filmi olduğu doğru. Filmde, Arrakis gezegenini yönetmesi için İmparator tarafından görevlendirilen Atreides Hanedanı’nın Harkonnen’ler tarafından uğradığı ihaneti ve sonrasında Lord Atreides’in oğlu Paul ve Lady Jessica’nın gezegenin yerli halkı Fremenlere sığınmasını izlemiştik. Herbert’in kurduğu evrenin temellerinin atıldığı bu ilk film etkileyici prodüksiyonu ve temposuyla büyük beğeni topladı. Özellikle kum solucanlarının olduğu sahneleriyle aksiyonu epik bir düzeye çıkaran Dune, En İyi Film de dahil olmak üzere on dalda Oscar’a aday gösterildi. En İyi Ses, En İyi Kurgu, En İyi Orijinal Müzik, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi, En İyi Prodüksiyon Tasarımı ve En İyi Görsel Efekt ödüllerini kazandı. 

    Mad Max: Fury Road (2015)

    Listemizdeki filmler arasında konumunu en çok hak eden filmlerden bir tanesi hiç şüphesiz Mad Max: Fury Road. Mel Gibson’ın başrolünde yer aldığı filmlerle seksenli yıllara damgasını vuran aksiyon dolu serinin yaratıcısı George Miller, 2015 yılında bir Mad Max reboot’una imza attı. Tom Hardy, Charlize Theron, Nicholas Hoult, Zoe Kravitz ve Riley Keough gibi isimlerin rol aldığı film özellikle CGI yerine pratik görsel efektlerin kullanılmasıyla büyük beğeni topladı. Neredeyse büyük bir çoğunluğu dev zırhlı araçlar üzerinde geçen film seyircisini diken üstünde tutan aksiyon sahneleriyle geçtiğimiz on yıla damgasını vurdu. Toplamda on dalda aday gösterilen Mad Max: Fury Road, altı Oscar’la ödüllendirildi. 

    Inception (2010)

    Christopher Nolan’ın bu zekice kurgulanmış, baş döndürücü yapıtını aksiyon filmi olarak nitelendirmek haksızlık olabilir. Zira rüyalar içinde gezinen hırsızları konu edinen Inception sinematik türlerin çok ötesine geçen bir film. Dom Cobb adında, insanların rüyalarına girerek fikirlerini çalan ya da zihinlerine fikir yerleştiren bir hırsızın, iş adamı Robert Fischer’ın babasından miras kalan şirketi bölmesini sağlamaya çalıştığı filmde Leonardo DiCaprio, Cillian Murphy, Joseph Gordon-Levitt, Tom Hardy, Marion Cotillard ve Michael Caine gibi isimler rol aldı. Rüya içinde rüya gibi kafa kurcalayan kavramların etkileyici bir görsellikle aktarıldığı Inception’da özellikle farklı bilinç düzeyleri arasındaki bağlantılar son derece sürprizli aksiyon sahneleriyle beyazperdeye aktarıldığını söylemek mümkün. Nolan’ın oteldeki dövüş sahnesini dönen bir set kullanarak çektiğini düşünürsek filmin En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Görsel Efekt Oscar’larını hak ettiği kesin!

    Avatar (2009)

    Bugün Star Wars ve Marvel gibi film serileri, yaratıcılık ve dünya yaratma konusunda sınıfta kalırken James Cameron’ın şimdiden yirmi yıla yayılan epik projesi Avatar sinemaseverleri hiç olmadığı kadar heyecanlandırmaya devam ediyor. Bu projenin ilk ayağı olan 2009 tarihli ilk film Avatar da vizyona girdiği dönemde hareket yakalama teknolojisi, 3-D kullanımı ve nefes kesen görselliğiyle seyircisini büyüledi. Pandora gezegeninde Jake’in Toruk’u bağ kurduğu sahnelerden Nav’i’lerin RDA (Kaynakları Geliştirme İdaresi) karşısında verdiği savaş filmin unutulmaz aksiyon sahnelerinden sadece birkaçı. Avatar Akademi Ödülleri’nde toplam dokuz dalda aday gösterilse de bunların yalnızca üçünü (En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Görsel Efekt) kazanabildi. 

    The Lord of the Rings: Return of the King

    Ana akım olarak nitelendirebileceğimiz film serileri arasında Akademi Ödülleri’nde en çok Yüzüklerin Efendisi filmlerinin kazançlı döndüğünü söylesek yanlış olmaz. Peter Jackson’ın J. R. R. Tolkien’in kitaplarından beyazperdeye uyarladığı epik serinin üçüncü filmi ise bu başarının zirve noktası niteliğinde. Jackson’ın, kurduğu dünyanın zenginliğinden taviz vermeksizin her bir detayını inanılmaz bir işçilikle inşa ettiği Return of the King, üçlemenin hem duygusal hem de dramatik açısından en etkileyici sahnelerine sahip filmi. Bir yandan Frodo ve Sam’ın Hüküm Dağı’na doğru Mordor’daki yolculuklarını takip ederken, bir yandan Sauron’ın ordularının Minas Tirith’i kuşatması ve onlara Rohan Süvarileri’nin verdiği mücadeleyi izlediğimiz film, bugün benzerlerine çok nadiren rastladığımız bir sinema şöleni sunuyor seyircisine. Return of the King’in sinema açısından yetkinliği, Akademi nezdinde de yankı bulmuş olacak ki, En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere, aday gösterildiği 11 kategorinin 11’inden de ödülle döndü. Titanik ve Ben-Hur’ün de paylaştığı bu rekoru henüz başka bir film aşabilmiş değil!

    Crouching Tiger, Hidden Dragon (2000)

    Aksiyon filmlerinden bahsederken, dövüş sanatları filmlerini es geçmek olmaz. Uzakdoğu dövüş sanatları filmleri genelde Akademi Ödülleri’nde pek yer bulamasa da usta yönetmen Ang Lee’nin Crouching Tiger, Hidden Dragon filmi bu açıdan bir istisna. Qing hanedanlığı devrinde Çin’de geçen filmde, savaşçı Li Mu Bai’nin emekli olmaya karar verip “Yeşil Kader Kılıcı”nı yakın dostu Yu Shu Lien’e emanet eder. Ancak kılıç gizemli bir şekilde çalınınca Li Mu Bai ve Shu Lien kılıcın peşine düşer. Yeşil Kader’i, soylu ailesinin ayarladığı anlaşmalı evlilikten kaçmak ve özgür bir hayat sürmek isteyen Jen Yu kılıcı çalmıştır. Ancak ona dövüş sanatlarının inceliklerini öğreten hocası Jade Fox’un da Li Mu Bai’yle kapanmamış bir hesabı olduğu ortaya çıkar. Michelle Yeoh, Chow Yun-fat, Zhang Ziyi ve Chang Chen’in başrollerinde oynadığı etkileyici ve akıcı dövüş koreografileriyle akıllara kazındı. O yıl yabancı bir filmin on dalda Oscar’a aday gösterilmesiyle rekor kıran film En İyi Yabancı Film, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Özgün Müzik ödüllerini kazandı. 

    Gladiator (2000)

    Crouching Tiger, Hidden Dragon’la aynı yıl En İyi Film’e aday gösterilen bir başka epik-aksiyon filmi olan Gladiator kategorinin kazananı oldu. Ridley Scott’un Maximus isimli generalin İmparator’un yozlaşmış oğlu Commodus tarafından ihanete uğrayıp köle olarak satıldığı ve sonrasında bir gladyatör olarak intikam peşinde koştuğu filmin oyuncu kadrosunda Russell Crowe, Joaquin Phoenix ve Connie Nielsen başrol oynadı. Gladiator’ün yukarıda adını andığımız diğer filmler gibi düz bir aksiyon filmi sayılmadığı ve epik anlatısının daha çok öne çıktığı doğru. Ancak yine de arenadaki heyecan verici dövüşlerin hakkını da yememek gerek. Akademi Ödülleri’nde Gladiator on iki dalda aday gösterildi ve En İyi Film de dahil olmak üzere baş ödül kazandı. 

    The Fugitive (1993)

    Daha adını duyar duymaz kaçma ve kovalamalarla dolu olduğunu anlayabileceğimiz The Fugitive, Andrew Davis’in imzasını taşıyor. Karısını öldürmekle suçlanan ve kendisi masum olduğunu iddia etse de tüm deliller aksini gösteren Dr. Richard Kimble adlı bir cerrahın adalet arayışına odaklanan filmin başrolünde Harrison Ford var. 1963 - 1967 yılları arasında yayınlanan aynı adlı televizyon dizisinden uyarlanan filmde Kimble’ın hapishaneye transferi sırasında kaçmasını sağlayan kaza sahnesinden peşindeki polis şefi Samuel Gerard’dan kılpayı kurtulduğu heyecan verici sahneler filmin aksiyon türü açısından öne çıkan unsurlarından yalnızca birkaçı. The Fugitive toplamda yedi Oscar’a aday gösterilse de sadece Samuel Gerard rolündeki Tommy Lee Jones En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüyle döndü. 

    Indiana Jones: Raiders of the Lost Ark (1981)

    Bir başka Harrison Ford klasiği olan Indiana Jones’u da es geçmemek gerek. Bugün aksiyon-macera sineması açısından bir klasik haline gelen serinin ilk filminin yönetmen koltuğunda Steven Spielberg oturuyor. Karizmatik arkeolog Indiana Jones’un kutsal güçleri olduğuna inanılan Ahit Sandığı’nı bulmak için uğraşırken bir yandan da onu ele geçirmeye çalışan Nazi ajanlarıyla mücadele ettiği film Nepal’den Mısır’a uzanan tempolu bir macera sunuyor seyircisine. Komedi, aksiyon ve kurmaca tarihsel ögeleri dengeli bir şekilde harmanlayan filmin aldığı dokuz Oscar adaylığını ve beş ödülü kesinlikle hak ettiğini söyleyebiliriz. 

    Daha fazlasını oku
  • <h1>İnanılmaz Hulk’ın Yer Aldığı Tüm Filmler (En İyiden En Kötüye)</h1>

    İnanılmaz Hulk’ın Yer Aldığı Tüm Filmler (En İyiden En Kötüye)

    Hulk / Bruce Banner karakteri bugün Marvel Sinematik Evreni’nin ve Avengers takımının en ikonik karakterlerinden biri olarak hayranlarının zihninde önemli bir yere sahip. MCU’nun öncesinde de iki farklı sinema uyarlaması bulunan Hulk’ın yer aldığı tüm filmleri başarı sıralamasına göre listeledik.

    1. Thor: Ragnarok

    Genellikle yalnızca çevresindeki her şeyi yok eden bir canavar olarak tasvir edilen Hulk, Taika Waititi imzalı Thor: Ragnarok filminde, çok daha renkli ve eğlenceli bir kişiliğe sahip olmasıyla beğeni topladı. Sakaar gezegenindeyken uzun süre Hulk formunda kaldığı için daha gelişmiş bir kişiliğe sahip olan yeşil devin Thor’la olan diyalogları ve yaptığı espriler filme damgasını vurmuştu.

    2. The Avengers

    Mark Ruffalo’nun ilk kez Bruce Banner / Hulk olarak karşımıza çıktığı The Avengers filminin listenin ilk sıralarında yer almasına şaşmamalı. Ruffalo bu filmde, Hulk olarak kimliğini kabul etmiş ve onu yavaş yavaş anlamaya ve tanımaya başlayan bir Bruce Banner portresi çizmişti. Ekip içinde hem zekası hem de Hulk formundayken ustalıkla kullandığı öfkesi sayesinde Loki’nin etkisiz hale getirilmesinde önemli bir rol oynamıştı. 

    3. Avengers: Age of Ultron

    Age of Ultron filminde Bruce Banner ve Hulk’ın yaşadığı çatışmalar dikkat çekti. Bruce’un ayrıca, Scarlett Johansson’ın canlandırdığı Natasha Romanoff / Black Widow karakteriyle aralarında duygusal bir yakınlaşma meydana geldi. Hulk’ın zihinsel kontrolünü kaybedip sivil halka saldırması ve Iron Man’le karşı karşıya gelmesi, kontrolünü kaybetme korkusunu daha da şiddetlendirdi. 

    4. Avengers: Endgame

    Avengers’ın Thanos’a karşı verdiği son savaşı konu edinen Endgame’de çok sayıda karakter yer aldığı için teker teker her kahramanın öne çıkması pek mümkün değildi. Yine de Hulk, filmde “Smart Hulk” şeklinde isimlendirilen bir formda karşımıza çıktı. İki kişiliğinin de farklı yönlerine sahip bu formuyla benliğini tamamen kabullendiğini gördüğümüz Bruce / Hulk, Thanos’un Sonsuzluk Eldiveni’ni kullanarak onun The Snap sırasında yok ettiği insanların geri gelmesine katkıda bulunmuştu. 

    5. Avengers: Infinity War

    Infinity War’ın başında Thanos, Hulk’la karşı karşıya gelmiş ve onu yıkıcı bir yenilgiye uğratmıştı. Bu yenilgi sonucunda film boyunca Bruce, Hulk formuna geçiş yapmakta zorluk çekmişti. 

    6. The Incredible Hulk

    2008 tarihli Iron Man’le yavaş yavaş şekillenmeye başlayan Marvel Sinematik Evreni’nin ikinci filmi kabul edilen The Incredible Hulk’ta Bruce Banner’a Edward Norton hayat verdi. Banner’ın durumuna çare ararken bir yandan da ABD ordusundan kaçtığı filmde, kahramanımız tıpkı onun gibi güçlü olabilmek için tehlikeli deneylere maruz kalan Emil Bronsky’yle, diğer ismiyle Abomination’la karşı karşıya geldi. 2025 yılında gösterime giren Captain America: Brave New World’le beraber The Incredible Hulk’taki The Leader, Thaddeus Ross ve Betty Ross’ta MCU’ya geri dönmüş oldu. 

    7. Captain America: Brave New World

    Bizzat Hulk’ın kendisi filmde yer almasa da Harrison Ford’un canlandırdığı ABD başkanı Thaddeus “Thunderbolt” Ross’un Red Hulk’a dönüşeceği daha film vizyona girmeden önce bile duyurulmuştu. Bu dönüşümün MCU’nun geleceğini nasıl etkileyeceğini ise ilerde bekleyip göreceğiz. 

    8. Hulk

    2003 tarihli ilk Hulk filmini, süper kahraman filmlerini düşününce sürpriz bir isim olarak akıllarda kalan Ang Lee yönetti. Bruce Banner / Hulk’ı Eric Bana’nın canlandırdığı film Bruce’un Hulk’a dönüşmesinin yol açtığı psikolojik travmalara odaklandı daha çok. Bruce’un, kendi üzerinde deneyler yaparak genetik mutasyonlarına sebep olan babası David Banner’la (yani Absorbing Man’le) yüzleştiği filmde öfkesi arttıkça boyutu da büyüyen bir Hulk vardı karşımızda. Ang Lee’nin çizgi roman panellerine benzer bir görsellik yakalamaya çalıştığı film seyirci nezdinde ne yazık ki pek de olumlu eleştiriler almamıştı. 

    Daha fazlasını oku
  • <h1>Tüm Paddington Filmlerini Sırayla İzleyin</h1>

    Tüm Paddington Filmlerini Sırayla İzleyin

    İngiliz çocuk edebiyatında son derece önemli bir yere sahip Ayı Paddington beyaz perdede ilk kez 2014 yılında hayranlarıyla buluştu. Serinin üçüncü filmi Ayı Paddington: Ormanda Macera’nın (Paddington in Peru) vizyona girmesini fırsat bilerek, JustWatch ekibi serideki diğer filmleri hangi platformlar üzerinden izleyebileceğinizi sizler için listeledi.

    Yazar Michael Bond’un yarattığı, kırmızı yıpranmış şapkası ve mavi yünlü kabanıyla akıllara kazanan Ayı Paddington’ın ilk sinema uyarlamasına Paul King imza attı. Serinin ilk filmi, Lucy ve Pastuzo tarafından evlat edinilen Paddington’la tanıştırdı bizi. Paddington’ın teyzesi Lucy, Pastuzo’nun ölümü üzerine yeğenini Londra’ya, geçmişte tanıştıkları bir kaşifin yanında yaşamaya göndermişti. Ayıcık, Londra’ya vardığında onu Brown ailesi bulmuş ve ona Paddington adını vermişti. Brown ailesi, Paddington’a Lucy teyzesinin bahsettiği kaşifin izini sürme konusunda yardım etmeye çalışırken, Doğa Tarihi Müzesi’nde çalışan Millicent Clyde isimli taksidermist Paddington’ın varlığından haberdar olmuş ve onu koleksiyonuna dahil etme fikrini kafasına takmıştı.İlk filmde sevimli Paddington’ı başarılı aktör Ben Whishaw seslendirirken ona Hugo Bonneville, Imelda Stanton, Michael Gambon, Sally Hawkins, Peter Capaldi, Julie Walters ve Jim Broadbent gibi isimler eşlik etmiş, ayrıca Millicent Clyde rolünü Nicole Kidman üstlenmişti.

    Serinin 2017 tarihli ikinci filmi Ayı Psddington 2’deyse artık Brown’larla beraber Londra’da yaşayan Paddington, teyzesi Lucy’nin yüzüncü yaşı için özel bir kitap almak istediği için türlü türlü işlerde çalışmaya başlamıştı. Ancak bir akşam bu kitabın çalındığına şahit olan Paddington, hırsızı yakalayacağım derken etrafta başka kimse olmadığı için şüpheli konumuna düşmüştü. Brown ailesi, dışarda gerçek suçluyu bulmak için uğraşırken, hapishanede yeni arkadaşlar edinen Paddington da oradan kaçmanın yollarını aramıştı. İkinci filmde orijinal oyuncu kadrosuna ayrıca Hugh Grant ve Brendan Gleeson dahil olmuştu.

    Bu yıl vizyona giren Ayı Paddington Peru, Paddington’ın teyzesi Lucy’nin onu çok özlediği ve garip davranışlar sergilediği haberini alması üzerine Brown ailesiyle beraber Peru’ya yolculuk etmesini konu ediniyor. Oraya vardıklarında Lucy’nin ortadan kaybolduğunu öğrenen Paddington ve Brown’lar onu bulmaya çalışırken, kendilerini kayıp şehir El Dorado’yla bağlantılı bir gizemin ve maceranın ortasında buluyor. Filmin esas kadrosuna bu defa hazine avcısı Hunter rolünde Antonio Banderas ve Baş Rahibe Clarissa rolünde Olivia Colman dahil olmuştu.

    Büyük bir hayran kitlesine sahip Ayı Paddington serisine ilerde yeni bir filmin daha ekleneceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Serideki tüm filmler hakkındakı güncel streaming bilgilerine bu sayfa aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Ayrıca televizyonda yayınlanan animasyon dizi Ayı Paddington’ın Maceraları’na da göz atmayı unutmayın!

    Daha fazlasını oku
  • <h1>En İyi Kaptan Amerika Filmleri ve Dizileri</h1>

    En İyi Kaptan Amerika Filmleri ve Dizileri

    Marvel Sinematik Evreni içinde Iron Man’den sonra belki de en önemli rol oynayan süper kahraman kabul edilen Kaptan Amerika, beyazperdede ilk kez karşımıza çıktığı İlk Yenilmez filminden bu yana birçok MCU filminde yer aldı ve sayısız dönüşüm geçirdi. Geçtiğimiz günlerde gösterime giren Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya’yı izlemeye hazırlanan sinemaseverler için Kaptan Amerika’nın yer aldığı en iyi film ve dizileri listeledik.

    Kaptan Amerika: Kış Askeri (Captain America: The Winter Soldier)

    Genelde listelerdeki serideki diğer filmlerin yeri sık sık değişse de Kaptan Amerika: Kış Askeri’nin serinin neredeyse tüm hayranları tarafından en iyi Kaptan Amerika filmi kabul edildiğini söyleyebiliriz. S.H.I.E.L.D için çalışmaya başlayan Steve Rogers’ın organizasyonun içine Hydra’nın sızdığını keşfettiği film, beyni yıkanmış bir katile dönüşen dostu Bucky Barnes’la mücadele etmek zorunda kalmasını konu edinmişti. Süper kahraman ve aksiyon türünü politik gerilimle harmanlaması açısından beğeni toplayan film, seride daha sonra önem kazanacak Sam Wilson / Falcon karakterinin seyirci karşısına çıkması açısından da önemli bir yere sahip.

    Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı (Captain America: Civil War)

    Süper kahraman anlatıları genellikle iyilerin kötülerin mücadelesi üzerine kuruludur. Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı, süper kahramanları benimsedikleri ideolojiler ve görüşler arasındaki farklılıklar yüzünden karşı karşıya getirmesi açısından son derece özgün bir film. Avengers’ın Tony Stark ve Kaptan Amerika’nın önderlik ettiği iki gruba bölündüğü filmde Steve Rogers’ın süper kahramanların hükümetlerden bağımsız bir şekilde hareket etmesini savunmasını ve bir yandan da Bucky’yi korumak mücadele etmesini izlemiştik.

    Yenilmezler (The Avengers)

    Kendisini tamamen yabancı olduğu bir dünyada bulan Steve Rogers’ın Nick Fury sayesinde Yenilmezler’e katıldığı ilk Avengers filmi, onun bu yeni kimliğine ayak uydurma çabalarını ve Tony Stark’la grubun liderliği ve otorite konusundaki çatışmalarına odaklanmıştı. Bu filmle beraber Loki’nin yenilmesinde kilit bir rol oynayan Kaptan Amerika’nın, Avengers ve S.H.I.E.L.D içinde gelecekteki konumu da şekil almaya başlamıştı.

    Yenilmezler: Oyunun Sonu (Avengers: Endgame)

    Steve Rogers’ın Kaptan Amerika kimliği açısından belirleyici bir konuma sahip bu filmde Kaptan Amerika, Sonsuzluk Taşları’nı ele geçirmek için zamanda yolculuk yapmıştı. Burada Peggy Carter’la yeniden karşılaşan Steve, Thanos yenildikten sonra Mjolnir ve Sonsuzluk Taşları’nı ait oldukları zaman dilimine geri götürmek için zamanda yolculuk yapan Steve, geçmişte Peggy’yle kalmayı seçerek, kalkanını ve Kaptan Amerika kimliğini Sam Wilson’a devretmişti. Yenilmezler: Oyunun Sonu, bir anlamda da Chris Evans’ın Kaptan Amerika rolünü üstlendiği son film oldu.

    Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı (Avengers: Infinity Game)

    Bu filmde Steve Rogers’ı ilk olarak, Kaptan Amerika kimliğini bırakıp Black Widow ve Falcon’la beraber kimli gizli şekilde çalışarak görsek de, Thanos tehdidi ortaya çıkınca Avengers’a geri dönmüştü. Scarlet Witch ve Vision’ı kurtarmaya yardım eden Kaptan Amerika, ayrıca Thanos’a karşı Wakanda’yı savunmak için mücadele etmişti. Film, Steve Rogers’ın, Thanos yüzünden en yakın dostu Bucky’yi kaybetmesi sebebiyle duygusal açıdan yoğun ve sarsıcı bir boyuta sahip olmasıyla dikkat çekmişti.

    Yenilmezler: Ultron Çağı (Avengers: Age of Ultron)

    Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı’nın hikâyesinin ana hatlarının şekillenmeye başladığı filmde Steve Rogers’la Tony Stark arasındaki görüş farklılıklarının gitgide keskin bir hale gelmesini izlemiştik. Filmin sonunda Kaptan Amerika, Avengers’ın yeni üyeleri Falcon, Scarlet Witch, War Machine ve Vision’ı eğitmek görevini üstlenmişti.

    Kaptan Amerika: İlk Yenilmez (Captain America: The First Avenger)

    Steve Rogers’ın ve Kaptan Amerika karakterinin ilk kez karşımıza çıktığı İlk Yenilmez filmini anmadan geçmek olmaz. İkinci Dünya Savaşı sırasında asker olmanın hayalleri kuran, Brooklyn’li çelimsiz bir askerken, dahil olduğu Süper Asker programıyla Kaptan Amerika unvanını alan Steve bu filmde Hydra ve Red Skull’la mücadele etmiş ve uçağı Kuzey Kutbu’na düştüğü için, yetmiş yıl sonra S.H.I.E.L.D tarafından bulunana kadar donmuş bir halde kalmıştı.

    Falcon ve Kış Askeri (The Falcon and the Winter Soldier)

    Marvel Sinematik Evreni filmlerine göre The Falcon and The Winter Soldier bir Disney+ dizisi olarak daha arka planda kalmış olsa da Sam Wilson’ın resmi olarak Kaptan Amerika rolünü üstlenmesi açısından önemli bir aşamaya karşılık geliyor. Bucky ve Sam’in Endgame’den sonraki yaşamlarına odaklanan dizide ikili Flag-Smashers isimli bir terörist organizasyonla mücadele etmişti.

    Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya (Captain America: Brave New World)

    Brave New World ne yazık ki pek olumlu eleştiriler almadı. Politik gerilim ögelerinin baskın olduğu söylenen filmde, keşfedilen yeni ve güçlü bir metal olan adamantium’u ABD başkanı Thaddeus “Thunderbolt” Ross’un kullanmak istemesi ülkeler arasında bir krize yol açıyor. Bu sırada Kaptan Amerika mirasını devam ettiren Sam Wilson, ekip arkadaşlarıyla beraber yaklaşmakta olan dünya çapında bir tehdidi önlemek için harekete geçiyor.

    Hikâyesi 2008 tarihli Hulk filmi ve Eternals’la bağlantılar kuran Cesur Yeni Dünya’nın Marvel’ Sinematik Evreni’nin Altıncı Evresi’ndeki diğer yapımlarda nasıl yankı bulacağını ise bekleyip göreceğiz.

    Daha fazlasını oku
  • <h1>Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya Öncesinde Neler İzlenmeli?</h1>

    Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya Öncesinde Neler İzlenmeli?

    30’dan fazla film ve 20’den fazla diziyle gün geçtikçe büyümeye devam eden Marvel Sinematik Evreni’ne yeni eklenen yapımları izlemek çoğu zaman kafa karıştırıcı olabilir. Yapımcıların ve senaristlerin geçmişteki filmlere gönderme yaparak hayranlarının ilgisini canlı tutmaya çalıştığını bildiğimiz MCU’nun yeni filmi Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya da bu açıdan bir istisna değil.

    Oyuncu kadrosunda Anthony Mackie, Danny Ramirez, Shira Haas, Carl Lumbly, Xosha Roquemore  Giancarlo Esposito, Liv Tyler, Tim Blake Nelson ve Harrison Ford’un yer aldığı dördüncü Kaptan Amerika filmini izlemeyi düşünüyorsanız, hafızanızı tazelemek adına JustWatch’in sizin için hazırladığı bu rehbere göz atabilirsiniz.

    Cesur Yeni Dünya, Harrison Ford’un canlandırdığı Thaddeus “Thunderbolt” Ross sebebiyle 2008 tarihli İnanılmaz Hulk’la doğrudan bağlantılı bir film. Mark Ruffalo’dan önce Edward Norton’ın hayat verdiği Bruce Banner’ın yaşadığı mutasyona çare ararken General Ross’un onu kendi çıkarları için kullanmaya çalıştığı yapım MCU’nun bir parçası olmasa da filmde yer alan Liv Tyler ve Tim Blake Nelson, aynı karakterleri canlandırarak Cesur Yeni Dünya’da da karşımıza çıkıyor.

    Elbette Thaddeus Ross ve Hulk, Cesur Yeni Dünya’nın yalnızca bir boyutunu meydana getiriyor. Dördüncü filmde Kaptan Amerika sıfatıyla karşımızda daha önce Falcon olarak tanıdığımız Sam Wilson var. Ancak Kaptan Amerika’nın hikâyesi ta İkinci Dünya Savaşı’na ve o dönemde Süper Asker programına kaydolan Brooklyn’li genç Steve Rogers’a kadar uzanıyor. Rogers’ın nasıl Kaptan Amerika’ya dönüştüğünü anlatan 2011 tarihli Kaptan Amerika: İlk Yenilmez’den sonra kahramanımız, yetmiş yıl aradan sonra Nick Fury’nin bir araya getirdiği Yenilmezler grubuna Tony Stark’la beraber liderlik etmiş ve Loki’ye karşı mücadele etmişti.

    Kaptan Amerika: Kış Askeri’nde öldüğünü sandığı yakın dostu Bucky Barnes’la karşı karşıya gelmek zorunda kalmıştı. Sam Wilson’ın Falcon olarak ilk kez karşımıza çıktığı Kış Askeri’nden sonra gelen Ultron Çağı’nda Rogers’ın Tony Stark’la liderlik konusunda yaşadığı sorunlar giderek artmış ve Kahramanların Savaşı’nda Yenilmezler ekibi iki gruba ayrılmıştı. Sonsuzluk Savaşı ve Oyunun Sonu filmlerinde, Yenilmezler’in Thanos’la mücadelesinde kilit rol oynayan Steve Rogers geçmişe dönerek bir türlü unutamadığı Peggy Carter’la yaşamayı seçerek, kalkanını ve Kaptan Amerika kimliğini Sam Wilson’a emanet etmişti. 

    Oyunun Sonu ve Cesur Yeni Dünya arasında köprü görevi görmesi açısından Bucky ve Sam’in Flag-Smashers örgütüyle mücadelesini ele alan Falcon ve Kış Askeri dizisini izlemek de yerinde olabilir. Son olarak Cesur Yeni Dünya’nın anlatısında önemli bir rol oynayan Adamantium isimli metalin kökenini anlamak açısından diziyle aynı yıl çıkan Eternals filmine tekrar göz atmayı unutmayın!

    Daha fazlasını oku