Robert Pattinson’ın Beyazperdedeki En İyi Performansları

Paylaşım tarihi

Genç kızların delirircesine hayran olduğu yakışıklı bir genç aktörken, bugün adı sinemanın en başarılı auteur’leriyle beraber anılan Robert Pattinson, gerçekten oldukça ilginç bir kariyere sahip. Harry Potter ve Twilight gibi gençlik edebiyatının sinema uyarlamalarıyla şöhreti yakalasa da sonrasında Robert Eggert, Safdie’ler ve David Cronenberg gibi isimlerle çalışarak kendisine bambaşka bir yol çizen İngiliz oyuncu son olarak Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho'nun yeni bilimkurgu filmi Mickey 17’nde başrolü üstlendi. Biz de filmin vizyona girmesini fırsat bilip, Robert Pattinson’ın filmlerdeki en başarılı performanslarını bu sayfada bir araya getirdik. 

Good Time (2017)

Robert Pattinson’ın hiç şüphesiz kariyerinin en başarılı filmlerinden birine imza attığı Good Time, seyircisinin bir an olsun bile rahat bir nefes almasına izin vermeyen yüksek tempolu ve yaratıcı bir aksiyon filmi. Josh ve Benny Safdie’nin yönetmen koltuğuna oturduğu filmde Pattinson, alışık olduğumuz imajından son derece farklı karaktere bürünüyor. Sapsarı dağınık saçları, uzun sakalı ve kırmızı eşofman üstüyle film boyunca dur durak bilmeden koşan Pattinson, beraber banka soyarken yakalanan kardeşi Nick’i hapisten kurtarmaya çalışan Connie’yi canlandırıyor. 

Mickey 17 (2025)

Mickey 17, Bong Joon-ho’nun filmografisi içinde üst sıralarda yer alan bir film değil belki ama Pattinson’ın bu filmde gerçekten hayranlık uyandıran bir performans (hatta performanslar desek daha doğru olur!) sergilediği kesin. Edward Ashton’ın Mickey7 romanından uyarlanan filmde Pattinson, kendi kendisinin yeniden klonlandığı bir uzay görevine yazılan Mickey Barnes’ı canlandırıyor. Mickey’nin farklı versiyonlarının farklı kişiliklere sahip olduğunu not düşelim. Pattinson’ın özellikle aralarında çatışma yaşanan Mickey 17 ve Mickey 18 karakterlerini canlandırırken beden dili ve sesiyle ortaya nasıl bambaşka performanslar çıkarabileceğini görmek son derece etkileyici.  

The Lighthouse (2019)

Pattinson, modern folk horror denince ilk akla gelen yönetmenlerden olan Robert Eggers’ın The Lightouse filminde Willem Dafoe’yla başrolü paylaştı. New England açıklarında bir deniz fenerinde bekçilik yapmakla görevlendirilen Euphraim Winslow (Thomas Howard) karakterine hayat veren Pattinson yavaş yavaş deliliğin pençesine düşen bu bekçiyi canlandırırken bir kez daha kendi sınırlarını zorlamaktan çekinmeyen bir oyuncu olduğunu kanıtladı. İki karakter arasındaki kaotik ilişkideki değişimlerin daha çok beden dili ve yüz ifadelerinde yankı bulduğu filmde Pattinson’ın, anlatının tüm psikolojik ve dramatik yükü kendisinin ve Dafoe’nun sırtında olmasına rağmen çok zor ve kompleks bir performansın altından başarıyla kalktığını söylemek mümkün.

High Life (2018)

Fransız yönetmen Claire Denis’nin İngilizce ilk filmi olan High Life aslında konu itibariyle Mickey 17’yi anımsatan bir film. Ama ele aldığı temalar ve estetiği açısından son derece farklı bir tarza sahip. Ölüm cezası alan suçluların kara deliklerden enerji elde etmek üzere görevlendirildiği bir uzay gemisinde geçen filmde Pattinson’ın Monte isimli karakteri canlandırıyor. Gemideki mahkumları kullanarak yapay döllenme deneyleri yapan Dibs adındaki araştırmacının saplantısı haline gelen Monte, hem diğer mahkumların hem de Dibs’in oluşturduğu tehditler karşısında hayatta kalmaya çalışıyor. Son derece atmosferik bir yapıya sahip High Life’ta Pattinson fazla göze batmayan ama son derece ölçülü bir performans sergiliyor. 

The Devil All the Time (2020)

Robert Pattinson’ın kariyerine baktığımız zaman neredeyse hiç “kötü karakter” rolünü canlandırmadığını söylemek mümkün. The Devil All the Time ise buna bir istisna. Hem de ne istisna! Farklı dönemlerde geçen, birbirleriyle bağlantılı hikâyelerden meydana gelmesi sebebiyle kalabalık bir oyuncu kadrosuyla dikkat çeken filmde Pattinson, Coal Creek kasabasında rahiplik yapan Preston Teagardin’i canlandrdı. Nev-i şahsına münhasır Güneyli aksanı ve, neredeyse grotesk denebilecek düzeyde teatrallik kattığı performansıyla Rahip Preston karakteri, başarılı oyuncunun kariyerinde kesinlikle ikonik bir konuma sahip. 

The Batman (2022)

Beyazperdede defalarca uyarlanan ve şimdiye kadar Michael Keaton’dan Ben Affleck’e birçok karakterin canlandırdığı Batman’in pelerinine bir kez daha bürünmek ve perfomansıyla kendi farkını ortaya koyabilmek her oyuncunun harcı olmasa gerek. Ama Robert Pattinson’ın Matt Reeves’ın 2022 tarihli Batman uyarlamasında bunu layığıyla başardığını söyleyebiliriz. Önceki Batman filmlerine kıyasla çok daha karanlık, duygusal ve içe kapanık bir Bruce Wayne portresi çizen Robert Pattinson, özellikle Marvel ve DC’nin model aldığı “süper kahraman” tiplemesinin dışında bir Batman yorumu sundu seyirciye. Siyah göz makyajından, etkileyici beden diliyle aktardığı öfke ve acı duygularıyla, Pattinson’In bu rolüyle Reeves’in neo-noir film evrenini layığıyla sırtladığını söyleyebiliriz.

Cosmopolis (2012)

David Cronenberg sineması denince ilk akla gelen filmlerden olmasa da, yönetmenin gerçek hayranlarının sıklıkla bir başyapıt olarak nitelendirdiği Cosmopolis’in herkese hitap eden bir film olmadığını baştan söyleyelim! Ve tam da bu yüzden Pattinson’ın en başarılı performansları arasında anılmayı hak ediyor. Don DeLillo’nun aynı adlı romanından uyarlanan filmde Pattinson, Eric Parker isimli bir fon yöneticisi ve milyarderi canlandırıyor. Büyük bir çoğunluğu Parker’ın limuzinin içinde geçen filmde Pattinson, gelecek, teknoloji, kapitalizm, varoluş gibi çeşitli konular hakkında muğlak ve aşırı stilize replikleri ustalıkla aktarıyor seyircisine. Cronenberg’in Don DeLillo gibi bir yazarın metnini, yalnızca Twilight serisiyle tanınan bir aktöre emanet ettiğini göz önünde bulundurduğumuzda, Pattinson’ın daha o zamandan ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu görebiliyoruz… 

Twilight (2008)

Twilight serisi Robert Pattinson’sız bu denli popüler olur muydu bilinmez ama başarılı oyuncunun kariyeri açısından Twilight yadsınamaz bir öneme sahip. Bir dönemi kasıp kavuran vampir romanları furyasının en popüler serilerinden olan Twilight’ın beyazperde uyarlamasında Pattinson yakışıklı, melankolik ve karizmatik vampir Edward Cullen’a hayat verdi. Ekran partneri Kristen Stewart’la yaşadığı fırtınalı ilişkinin de etkisiyle 2010’lu yıllara damgasını vuran Twilight serisi, özellikle de ilk filmlerin amatörlüğüne rağmen bugün popüler kültür nezdinde kült statüsüne erişmiş durumda. Pattinson ise fantastik film serileri sayesinde ünlü olan birçok aktörün aksine Twilight defterini kapatıp kendi yoluna devam etmeyi başarabilmiş bir isim. 

Harry Potter and the Goblet of Fire (2005)

Robert Pattinson’ın popülerliği Twilight’la tavan yapsa da Harry Potter serisinin dördüncü filmindeki Cedric Diggory rolüyle dikkatleri çoktan üstüne çekmeyi başarmıştı aslında. Hufflepuff’ın Quidditch takımının kaptanı olan ve Harry’yle beraber Üçbüyücüler Turnuvası’nda Hogwarts’ı temsil eden Cedric Diggory, elbette film içinde kısmen küçük bir role sahip ama Pattinson daha o zamandan yakışıklılığıyla Daniel Radcliffe’i sollamış ve neredeyse filmin esas odağı haline gelmişti. 

Tenet (2020)

Kompleks hikâyeler ve çok katmanlı zaman algısıyla karakterlerden çok anlatı evreninin ön plana çıktığı filmlere imza atan Nolan sinemasında bir oyuncunun performansıyla dikkat çekmesinin görece zor olduğunu söyleyebiliriz. Hele de Tenet gibi yönetmenin hikâyesi en karmaşık filmi söz konusu olduğunda neredeyse imkânsız bile denebilir. John David Washington’ın canlandırdığı “Kahraman”a  görevinde eşlik eden yetenekli ve karizmatik ajan Neil rolünde izlediğimiz Pattinson’ın, Nolan’ın evrenine hiç zorlanmadan uyum sağladığı aşikar! Neil, bir yan karakter olmasına rağmen Kahraman’la dinamiğinin filmin geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen karmaşık yapısını hafiflettiği ve daha izlenebilir kıldığını söylemek mümkün.

Disney Plus
YouTube Premium
Netflix
blutv
puhutv
Amazon Prime Video
Google Play Movies
Apple TV
MUBI
Curiosity Stream
TV+
DOCSVILLE
WOW Presents Plus
Magellan TV
BroadwayHD
Filmzie
Dekkoo
True Story
DocAlliance Films
Hoichoi
Eventive
Cultpix
Takflix
Sun Nxt
Crunchyroll
Shahid VIP
JustWatchTV
Filtreler
  1. Soygun

    Soygun

    2017

    #1

    Acemi bir soygun işine girişen Connie ve Nick bankayı soyarlar; fakat Nick yakalanır ve koşulların çok zorlu olduğu bir hapishaneye düşer. Connie kardeşini hapishaneden kurtarmak için her yolu dener ve arkadaşı Corey'in de yardımına başvurur. Kefaret parasını bulmak için gittikleri tefecide işler daha da karışır. Nick'i hapishaneden kaçırmaya karar veren Connie, kendisini zamana karşı bir kovalamacanın ortasında bulur.

  2. Mickey 17

    Mickey 17

    2025

    #2

    Bir keşif klonisi, buzul bir gezegen olan Niflheim’daki tehlikeli bir göreve Mickey isimli bir klonu gönderir. Mickey, ölse de yeniden klonlanabilmekte ve geçmişte olanların büyük kısmını hatırlayabilmektedir. Bir görev sırasında Mickey 17’nin kaza geçirerek öldüğü düşünülür ve bu nedenle yeni bir Mickey klonu aktif edilir. Ancak Mickey 17 hayattadır. Bu durum üzerine Mickey 17 ve yeni klonu arasında büyük bir mücadele başlar.

    Şimdi izle

    Mickey 17 için mevcut bir yayın yok.
    İzleyebileceğiniz zaman sizi haberdar edelim.

  3. Deniz Feneri

    Deniz Feneri

    2019

    #3

    20. yüzyılın başlarında Maine'de yaşayan, iki deniz feneri bekçisinin hikayesini konu ediyor. Eski bir denizci olan Thomas Wake, gizemli bir adada deniz feneri bekçiliği yapan bir adamdır. Yıllardır adada tek başına bekçilik yapan Thomas’ın yanına, işlerde yardımcı olması için Ephraim Winslow adında bir genç gönderilir. Birlikte çalışmaya başlayan Thomas ve Ephraim arasında çok geçmeden büyük bir iktidar savaşı meydana gelir. Yaptığı işi büyük bir sorumlulukla yerine getiren Thomas, gücünü ispatlamak için tecrübesiz bir genç olan Ephraim üzerinde baskı kurmaya başlar. Ufak bir adada deniz fenerinin içinde hapsolan ve zamanla akıl sağlığını kaybetmeye başlayan iki adam, en derin korkuları ile yüzleşmek zorunda kalır.

  4. High Life

    High Life

    2018

    #4

    Bir grup suçlu insan uzayda yer alacakları tehlikeli görevi kabul eder. Bu görev, insanların uzayda üremeleriyle ilgilidir. Ama uzay gemilerini bir kozmik fırtına alaşağı eder ve çoğu kişi bu fırtınadan kurtulamaz. Robert Pattinson'ın canlandırdığı Monte karakteri ve minik kızı Güneş Sistemi'ne ulaşmayla ilgili tehlikeli görevde hayatta kalan son insanlardır. Ölüm sırası gelen mahkumları belirleyen kişi ise Juliette Binoche'un hayat verdiği doktorun ta kendisidir. Uzay gemisinin başına gelenler birer sır olarak kalıyorken, Monte ve kızı büyük bir kara deliğe karşı hayatta kalma mücadelesi vermek zorundadırlar.

  5. Düş Yakamdan Şeytan

    #5

    Savaş sonrasında yolsuzluk ve acımasızlıkla dolu bir taşra kasabasında, kendini sevdiklerini korumaya adamış olan genç bir adamın çevresini uğursuz karakterler sarar.

  6. The Batman

    The Batman

    2022

    #6

    Suçluların kalplerine korku salarak sokaklarda Batman olarak iki yıldır sinsice dolaşmak, Bruce Wayne'i Gotham Şehri'nin karanlığının derinliklerine sürükler. Şehirdeki yozlaşmış memurlar ve tanınmış kişilerden oluşan ağın içinde sadece birkaç güvenilir müttefiki kalan bu yalnız infazcı, kendisini yoldaş vatandaşları arasında intikamın vücut bulmuş hâli olarak kabul ettirmiştir. Bir katil çeşitli sadist entrikalarla Gotham'ın seçkin sınıfını hedef alınca bazı gizemli ipuçları dünyanın en harika dedektifi Batman'i; Selina Kyle (namı diğer Kedi Kadın), Oswald Cobblepot (namıdiğer Penguen), Carmine Falcone ve Edward Nashton (namı diğer The Riddler) ile karşılaşacağı yeraltı dünyasında bir araştırmaya sürükler. Kanıtlar şahsileşmeye başladıkça ve failin planları gün yüzüne çıktıkça Batman artık yeni ilişkiler kurmalı, suçlunun maskesini indirmeli ve Gotham Şehri'ni uzun süredir yozlaştıran ve istismar eden güce karşı adaleti sağlamalıdır.

  7. Cosmopolis

    Cosmopolis

    2012

    #7

    28 yaşındaki milyoner Eric Packer için sıradan gibi görünen bir gün, 24 saat içerisinde hayatının çizgisini değiştirecek cehennemvari bir hal alacaktır. Oldukça uzun görünen limuziniyle Manhattan'da bir iş için "şehre" inen Packer trafikte sıkışınca, limuzinine giren insanlar bir şekilde hayatına etki edecektir... Çarpıcı filmlerin yönetmeni David Cronenberg'in Don DeLillo'nun romanından uyarladığı filmin başrolünde, Robert Pattinson varken kadroda Jay Baruchel, Paul Giamatti, Samantha Morton, Juliette Binoche ve Mathieu Amalric isimleri de yer alıyor...

  8. Alacakaranlık

    Alacakaranlık

    2008

    #8

    17 yaşındaki Isabella, babası Charlie ile birlikte yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks'a taşınır. Burada 108 yaşında bir vampir olup 17 yaşında görünen sınıf arkadaşı Edward ile tanışır. Edward'ın romantizmden uzak durmaya çalışmasına rağmen birbirlerine aşık olurlar. Kasabaya üç göçebe vampir geldiğinde Edward'ın ailesi, hayatı tehlikeye giren Isaella'yı kurtarmak için çalışırlar.

  9. Harry Potter ve Ateş Kadehi

    #9

    Harry anlaşılmaz bir şekilde, prestijli Üçbüyücü Turnuvası’na katılmak üzere seçilmesinden mutlu olmalıdır. Ama bu heyecan verici uluslararası yarışma, Harry’yi Hogwarts’ın yanı sıra, Avrupa’daki iki rakip büyücülük okulunun da daha büyük ve deneyimli öğrencileriyle karşı karşıya getirecektir.

  10. Tenet

    Tenet

    2020

    #10

    Tenet, dünyayı büyük bir tehlikeden kurtarmak için savaşan bir kahramanın hikayesini konu ediyor. Gerçek zamanın ötesinde bir yerde uluslararası bir casusluk görevini yerine getirmeye çalışan kahraman, dünyayı kurtarabilmek için savaşmak zorunda kalır. Üçüncü Dünya Savaşı'ndan daha büyük bir tehlikeyi durdurmaya çalışan kahraman, casusun alacakaranlık dünyasında zorlu bir yolculuğa çıkar.