Captain America: Brave New World’le beraber artık resmi olarak Captain America rolünü üstlenen Anthony Mackie, bugün Marvel Sinematik Evreni’nin en gözde oyuncularından biri kabul ediliyor. Mackie, kariyeri açısından bir sıçrama tahtası görevi gören süper kahraman filmleriyle tanınsa da aslında, aksiyon filmlerinden tarihsel dramalara uzanan çeşitli türlerde başarısını kanıtlamış yetenekli bir oyuncu.
JustWatch ekibi olarak hazırladığımız bu listede Mackie’nin beyazperdedeki en iyi 10 performansını sizler için bir araya getirdik. Sitemizin filtreleme özelliğini kullanarak farklı platformlar arasından kiralama, satın alma ve abonelikle izleme seçeneklerinden size en çok hitap edeni bulabileceğinizi de unutmayın.
The Hurt Locker
Kathryn Bigelow’a hem en iyi yönetmen hem de en iyi film Oscar’ı kazandıran The Hurt Locker, Anthony Mackie’nin kariyerinde de bir dönüm noktası oldu. Filmde başrolü, daha sonra Marvel filmlerinde de beraber rol alacağı Jeremy Renner’la paylaşan Mackie, Çavuş J.T. Sanborn’u canlandırdı. Irak’taki ABD ordusunda bomba imha ekibinde yer alan Sanborn’un, Renner’in fevri, ani kararlar veren karakteri William James’in aksine işine soğukkanlı yaklaşan ve ekibin diğer üyelerinin güvenliğini düşünen bir asker olması ikilinin arasında gerilimlere sebep olmuştu. Filmde, Mackie’nin karaktere kattığı duygusal boyut özellikle dikkat çekti.
Synchronic
Justin Benson ve Aaron Moorhead’in yönettiği filmde Mackie başrolü Jamie Dornan’la paylaşmıştı. Bilimkurgu türündeki filmde Steve ve Dennis isimli iki sağlık görevlisi bir dizi ölüme sebep olan Synchronic isimli bir ilacın peşine düşmüştü. Steve’in de maruz kalmasıyla yaşamını tehdit etmeye başlayan ilacın aslında gerçeklik algısını bozarak zaman yolculuğuna imkan sağladığı ortaya çıkmış, ikili Dennis’in bir anda ortadan kaybolan kızı Brianna’yı bulmaya çalışmıştı. Aksiyon, drama ve varoluşsal temaları ustaca harmanlayan filmde Mackie’nin performansı oyuncunun bilim kurgu türünde bile insanın özüne temas eden duyguları ekrana yansıtabildiğini ortaya koymuştu.
Captain America: The Winter Soldier
Mackie’nin Sam Wilson / Falcon karakterini ilk kez canlandırdığı Captain America: The Winter Soldier filmiyle, Marvel Sinematik Evreni’ne giriş yaptı. Steve Rogers’a Hydra bünyesindeki bir komployu çözmesine yardım eden Sam, Steve’e iyi bir ekip arkadaşı oldu. The Winter Soldier filmiyle beraber, İkilinin arasında savaşlardaki ortak deneyimleri ve travmaları sebebiyle yakın ve güven veren ilişkinin de temelleri atıldı.
Banker
Anthony Mackie’nin usta oyuncu Samuel L. Jackson’la başrolleri paylaştığı bu tarihsel dramada ikili ABD’nin ilk Afro-Amerikalı bankerlerinden Bernard Garrett ve Joe Morris’i canlandırmıştı. Filmde Garrett ve Morris şirketlerinin yöneticisiymiş gibi göstermek için Matt Steiner (Nicolas Hoult) isimli bir beyazla anlaşmış ve onun sayesinde önce Los Angeles, sonrasında Teksas da siyah ailelerin de işletme kurmak veya ev satın almak için kredi çekmelerine imkân tanımıştı. Ta ki kurdukları düzen ortaya çıkıncaya kadar!
Pain & Gain
Aksiyon filmleri denince ilk akla gelen isimlerden olan Michael Bay’in Pain & Gain filminde Mackie, Mark Wahlberg ve Dwayne Johnson’la başrolleri paylaştı. Mackie, Mark Wahlberg’in karakteri Daniel Lugo'nun en yakın arkadaşlarından biri olan bir vücut geliştiricisi Adrian Doorbal’a hayat verdi. Filmde Doorbal, Lugo’nun zengin bir iş adamını kaçırıp ondan zorla para almaya yönelik planına dahil olmuştu. Lugo kadar hırslı ve manipülatif biri olmayan Doorbal, başlangıçta güç ve statü kazanma hayaliyle çıktığı bu yolda, giderek geri dönüşü olmayan bir suç girdabına sürüklenmişti. Amerikan rüyasının hicvedildiği bu filmde Mackie’nin komedi yeteneğinin ön plana çıktığını söylemek mümkün.
Captain America: Civil War
Winter Soldier’dan itibaren birçok MCU yapımında yer alan Mackie’nin diğer bir dikkat çekici performansı Captain America: Civil War filminde karşımıza çıktı. Mackie, Avengers ekibinin ikiye bölünmesiyle bir yandan yakın dostu Steve Rogers’ın arkasında durmak isteyen ancak Rogers’ın Tony Stark’la olan çekişmesinin giderek şiddetlenmesi karşısında vicdanı rahat olmayan Ssm Wilson’ın yaşadığı ikilemleri ustalıkla ekrana taşıdı. Filmin kalabalık oyuncu kadrosuna rağmen karakterinin ağırlığını ortaya koymayı başaran Mackie bir anlamda Sam Wilson’ın ilerde MCU’da daha önemli roller üstleneceğinin sinyallerini de vermiş oldu.
Half Nelson
Ryan Fleck’in yönettiği ve Ryan Gosling başrolde oynadığı film, madde bağımlılığından kurtulmaya çalışan Dan Dunne adlı bir öğretmenin 13 yaşındaki öğrencisi Drey’le (Shareeka Epps) kurduğu dostluğu konu edinmişti. Mackie ise filmde Drey’i kendisi için çalıştırmak için uğraşan uyuşturucu satıcısı Frank’e hayat verdi. Mackie Frank rolünde, basmakalıp bir kötü adam tiplemesinden çok daha derinlikli bir performansa imza attı.
The Night Before
Yönetmen koltuğunda Jonathan Levine’ın oturduğu Noel temalı bu komedi filminde Mackie başrolleri Joseph Gordon-Levitt ve Seth Rogen’la paylaştı. Her yıl Noel’i beraber kutlamak için bir araya gelen üç arkadaşı konu edinen filmde Mackie başarılı bir Amerikan futbolu oyuncusu olan Chris Roberts karakterini canlandırmıştı. Listedeki diğer filmlere kıyasla bir komedi filmi olarak geri planda kalsa da oyuncunun farklı türlerde performans ortaya koyma becerisini kanıtladığı için yine de göz önünde bulundurulması gereken bir yapım.