Cate Blanchett’ın Beyazperdedeki En İyi Performansları

Paylaşım tarihi

Öykü Sofuoğlu

Öykü Sofuoğlu

JustWatch Editörü

Neredeyse 30 yıldır güzelliği ve zarafetiyle ekranlarda nefes kesen performanslara imza atan Cate Blanchett bugün Hollywood’un en başarılı aktrisleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Sekiz kez Oscar’a aday gösterilen ve bu adaylıklar arasından iki defa En İyi Kadın oyuncu ödülünü kazanan Avustralyalı oyuncu fantastik filmlerden bağımsız sanat filmlerine kadar oldukça geniş yelpazede roller üstlendi.

En son Alfonso Cuaron’un Disclaimer dizisiyle beğeni toplayan Blanchett, ünlü yönetmen Steven Soderbergh’in yeni filmi Black Bag’de Michael Fassbender’la başrolü paylaşıyor. JustWatch ekibi olarak yetenekli aktrisin kariyerine damga vuran performanslarını bu sayfada bir araya getirdik. 

TÁR (2022)

Blanchett, Todd Field’ın Venedik Film Festivali’nde ve Oscar sezonunda büyük ses getiren filmi TÁR’da orkestra şefi ve besteci Lydia Tár rolünü üstlenerek kariyerinde yeni bir zirveye ulaştı. Hırslı, egoist. çıkarcı ama bir o kadar da yetenekli olan bu karakteri tüm zaafları ve çekiciliğiyle ustalıkla ekrana taşıyan oyuncu, karakter odaklı dramalarda çok az oyuncunun bu seviyede bir performans sergileyebileceğini de göstermiş oldu. Yıl boyunca anlatının Tár karakterine nasıl bir bakışla yaklaştığı üzerine sayısız tartışmanın devam ettiğini düşünürsek, filmin bu popülerliği büyük ölçüde Blanchett’a borçlu olduğunu söyleyebiliriz. 

Carol (2015)

Todd Haynes’ın, bugün artık Noel filmleri listelerinin demirbaşı haline gelmiş retro esintili aşk hikâyesi Carol, Blanchett’in daha ölçülü ama tam da bu yüzden son derece güçlü performanslarından bir tanesi. Patricia Highsmith’in The Price of Salt romanından uyarlanan filmde Blanchett’e Rooney Mara eşlik etti. Ellili yıllarda New York’ta fotoğrafçı olmak isteyen tezgahtar bir genç kadının, kendisinden yaşça büyük başka bir kadınla aşkını anlatan filmde Blanchett, kocasıyla sancılı bir boşanma süreci geçiren çekici ve gizemli Carol Aird’i canlandırdı. Maara’yla aralarında nefes kesici bir çekim yakalayan Blanchett, bu filmde ikonik kıyafetlerinden, kadifemsi ses tonuna kadar kariyerinin en unutulmaz karakterlerinden birini bahşetti biz seyirciye. 

The Aviator (2004)

Cate Blanchett’ın Martin Scorsese’yle beraber çalıştığı ilk (ve şimdilik son) film olan The Aviator, başarılı aktrise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ilk Oscar’ını kazandırdı. Howard Hughes’ın hayatını anlatan biyografik filmde Leonardo DiCaprio’yla başrolü paylaşan Blanchett, Hughes’ın fırtınalı bir aşk yaşadığı Katherine Hepburn’e hayat verdi. Hollywood’un en efsanevi kişiliklerinden biri olan Hepburn’ün zekâsını, karizmasını, hazırcevaplığını buluşturan Blanchett’ın, bu filmle Scorsese’nin filmografisindeki en özgün ve renkli kadın karakterlerden birine imza attığını söylemek mümkün.

Blue Jasmine (2013)

Genelde bazı oyuncuların Oscarlarını gerçekten hak ettikleri filmle değil de, gecikmeli olarak aldığı söylenir. Blanchett’ın En İyi Kadın Oyuncu kategorisindeki ilk Oscar’ı birçokları için bu şekilde yorumlansa da nevrotik Jasmine French yine de aktrisin unutulmaz rolleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Woody Allen, daha çok kendi alter egosu olarak tasarladığı erkek karakterlerin etrafında şekillenen filmlerle tanınsa da Blue Jasmine bu yöndeki istisnalardan bir tanesi. Blanchett’ı filmde kocası sahtecilik yaptığı için tüm serveti elinden alınan ve bu yüzden San Francisco’daki kız kardeşinin yanına taşınmak zorunda kalan alkolik ve dengesiz Jasmine rolünde izliyoruz. 

Elizabeth (1998)

Tarihsel biyografiler başrol oyuncularının performanslarını öne çıkarabilecekleri için kariyerleri açısından bir sıçrama tahtası görevi görür genellikle. Nitekim Shekhar Kapur’un Kraliçe Elizabeth’in İngiltere tahtına çıkış yıllarını anlattığı Elizabeth filminin de Cate Blanchett’ın kariyeri açısından benzer bir etkisi oldu. Elizabeth’in henüz kararsız ve toy bir lider olduğu ve Lord Robert Dudley’le aşk yaşadığı dönemi elen filmin 2007 yılında Elizabeth: The Golden Age adlı devam filmi de çekildi. 

I’m Not There (2007)

Blanchett’in Todd Haynes’le ilk işbirliği olan I’m Not There, Bob Dylan’ın hayatının farklı dönemlerini altı farklı oyuncunun beyazperdeye taşıdığı yaratıcı bir biyografi. Blanchett’ın yanı sıra Heath Ledger, Christian Bale, Marcus Carl Franklin, Richard Gere ve Ben Whishaw’ın ünlü müzisyeni canlandırdığı filmde Blanchett “Jude Quinn” isimli karakteri üstlendi. Dylan’ın folk müzikten uzaklaşıp elektronik müziği benimsediği döneme karşılık gelen bu kısımda, Blanchett sanatçının hem içsel hem de dışsal dünyada karşılaştığı gelgitleri yaratıcı bir biçimde ekrana taşıdı.  

Manifesto (2017)

Oyuncu nasıl ki I’m Not There’de Bob Dylan’ın farklı personalarından bir tanesini canlandırmıştı; Alman sanatçı Julian Rosefeldt’in projesi Manifesto’da bu defa kendisi 13 farklı rol üstlendi. Fütürizm’den Dadaizm’e, Pop-Art’tan Komünist Manifesto’ya 20. yüzyılın politik, toplumsal ve sanatsal tarihine damga vuran manifestolardan ilham alınarak hayata geçirilen Manifesto aslında başlangıçta çoklu ekranlı bir video yerleştirmesi olarak tasarlanmıştı. On iki kısa filmden oluşan projede âdeta bir bukalemun gibi rolden role giren Blanchett, performanslarında her zaman çok yönlülüğü ve radikalliği arayan bir isim olduğunu bir kez daha kanıtladı. 

Rumours (2024)

Genelde drama filmlerindeki performansları öne çıkan Blanchett, geçtiğimiz yıl Kanadalı eksantrik yönetmen Guy Maddin imzalı politik taşlaması Rumours’da rol alarak komedi konusunda aslında ne kadar yetenekli olduğunu hatırlattı bizlere. Global bir krizle ilgili ortak bir açıklama yazmaya çalışan G7 ülkeleri liderlerinin bu sırada ormanda kaybolmasının hikâyesini anlatan filmde Blanchett, Alman şansölyesi Hilda Ortmann’a hayat verdi. Angela Merkel’in parodisi diyebileceğimiz bu karakterin özellikle Kanada Başbakanı’yla olan ilişkisi izleyenleri kahkahaya boğacak düzeyde komik ve Blanchett’ın performansı için bile izlenmeye değer!

The Lord of the Rings Üçlemesi

Peter Jackson’ın The Lord of the Rings filmlerinde Cate Blanchett’ın ekran süresi görece az olsa da Lothlorien Ormanı’nın Leydisi Galadriel’in onun popüler kültür açısından en çok iz bırakan rolü olduğunu söyleyebiliriz. Elflere veren Güç Yüzüklerinden birinin sahibi olan Galadriel, Frodo’ya ve Yüzük Kardeşliği’ne Sauron’a karşı yürüttükleri mücadelede destek oldu. Sapsarı ve upuzun saçlarıyla Tolkien’in elf tasvirlerinin kusursuz bir şekilde vücut bulduğu bu karakter yıllar sonra çekilen Hobbit filmlerinde de karşımıza çıktı. 

The Curious Case of Benjamin Button (2008)

David Fincher’ın yaşlı bir adam görünümünde doğan giderek gençleşen Benjamin Button’ın hikâyesini anlattığı fantastik filminde elbette odak noktası büyük oranda başroldeki Brad Pitt’ti. Ancak Benjamin Button’ın hayatının farklı dönemlerinde bir şekilde yolunun kesiştiği büyük aşkı Daisy Fuller rolünde, Cate Blanchett da kayda değer bir performansa imza attı. Karakterinin hayatının farklı dönemlerinde geçirdiği değişimi görsel efekt ve prostetik makyajın ötesine taşıyan Blanchett’ın Brad Pitt’le yakaladığı kimya da beğeni topladı. 

Cate Blanchett’in en iyi performanslarını çevrimiçi izleyin

JustWatch ekibinin hazırladığı bu streaming rehberi sayesinde Cate Blanchett’ın en başarılı performanslarını Türkiye’de hangi platformlar üzerinden izleyebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Kiralama, satın alma ve abonelik seçeneklerini filtreleyerek size en çok hitap eden seçeneği tercih edebilirsiniz.

Disney Plus
YouTube Premium
Netflix
blutv
puhutv
Amazon Prime Video
Google Play Movies
Apple TV
MUBI
Curiosity Stream
TV+
DOCSVILLE
WOW Presents Plus
Magellan TV
BroadwayHD
Filmzie
Dekkoo
True Story
DocAlliance Films
Hoichoi
Eventive
Cultpix
Takflix
Sun Nxt
TOD TV
Crunchyroll
Shahid VIP
JustWatchTV
Filtreler
  1. Carol

    Carol

    2015

    #1

    1950’lerin New York’unda geçen filmde bir mağazada tezgahtarlık yapan ve daha güzel bir hayat düşleyen Therese, yürümeyen evliliğinden bunalmış çekici Carol ile tanışır. Birbirlerine bağlanan iki kadın için eski hayatlarını bir çırpıda geride bırakıp her şeyden uzaklaşmak kolay olmayacaktır.

  2. Tar

    Tar

    2022

    #2

    Tár, dünya çapında sanatının en iyilerinden biri olarak kabul edilen ve büyük bir Alman müzik orkestrasının ilk kadın şefi olmayı başaran Lydia Tár'ın hayat hikayesini konu ediyor.

  3. Göklerin Hakimi

    Göklerin Hakimi

    2004

    #3

    Ergenlikten yeni çıkmış Hughes, babasının matkap ucu fabrikasından kalan serveti, I. Dünya Savaşı'nda savaşan uçakları konu alan "Cehennem Melekleri" adında bir film çekmek için kullanmak gibi çılgın bir karar alan Hughes, benzeri olmayan bir film yapmak üzere yola çıkar ve bu yol ona büyük bir şöhreti de beraberinde getirir.

    Şimdi izle

    Göklerin Hakimi için mevcut bir yayın yok.
    İzleyebileceğiniz zaman sizi haberdar edelim.

  4. Mavi Yasemin

    Mavi Yasemin

    2013

    #4

    New York'lu çekici ve göz alıcı bir ev hanımı olan Jasmine French, milyarder kocası Hal French ile birlikte son derece gösterişli bir yaşam sürmektedir. Yatırımcı olarak çalışan Hal, son işlerinden birinde battığında, parasını bu denli cömertçe harcaması nedeniyle büyük bir mali krizin içine sürüklenir ve iflas etmenin eşiğine gelir. Jasmine evi terk eder ve bir süreliğine San Francisco'nun taşrasında yaşayan üvey kız kardeşinin yanına gider. Tek çıkış yolu burada hayatını tekrar düzene sokup, zenginlik ve lüks içerisinde yaşamaktır. Bu süreçte modacı olarak kısa yoldan zengin olmayı ya da varlıklı birileriyle tanışmayı dener ancak içerisinde bulunduğu depresyona alkol ve antidepresan bağımlılığı da eklenince kendisini büyük bir karmaşanın tam ortasında bulur.

    Şimdi izle

    Mavi Yasemin için mevcut bir yayın yok.
    İzleyebileceğiniz zaman sizi haberdar edelim.

  5. Kraliçe Elizabeth

    Kraliçe Elizabeth

    1998

    #5

    Katolik kraliçe Mary ölür ve tahta pek istenmese de protestan olan ve öldürmeye kıyamadığı kardeşi Elizabeth geçer. Elizabeth’in önünde uzun ve bolca dikenli bir yol vardır. Etrafında hem destekçileri hem de her fırsatta katolik egemenliği geri getirmeye çalışan insanlar vardır. Bunun yanında evlenmesi ve kendisinden sonra tahta geçmesi gereken bir vasil bırakmak zorundadır. Tüm bu zorlukların arasında Elizabeth’in ingiltereyi nasıl yöneteceği ise tam bir muammadır.

  6. Beni Orada Arama

    Beni Orada Arama

    2007

    #6

    Rock müzik ilâhı şarkıcı Dylan’ın hayatının yedi farklı dönemi, aralarında kadın oyuncuların da yer aldığı altı kişilik bir oyuncu kadrosu tarafından canlandırılıyor. Filmin özgün ismi I’m Not There, Dylan’ın orijinal albümünde yer almayan meşhur parçasına gönderme yapıyor. I’m Not There, hikâyesini Dylan’ın şarkı sözü yazarlığındaki şiirsel anlatı üslûbuna uygun anlatıyor.

    Şimdi izle

    Beni Orada Arama için mevcut bir yayın yok.
    İzleyebileceğiniz zaman sizi haberdar edelim.

  7. Manifest

    Manifest

    2018

    #7

    Gizemli bir şekilde ortadan kaybolan bir uçak, yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi geri döner. Uçağın içindeki yolcular, kaldıkları yerden devam etmek için sevdiklerinin kapılarını çalar ancak geride kalan yakınları için aslında yıllar geçmiştir.

  8. Rumours

    Rumours

    2024

    #8

    G7, dünyanın en gelişmiş yedi ekonomisinin bir araya geldiği bir zirvedir. Dünya liderleri, her yıl, G7 zirvesinde yüz yüze toplantılar yapar, anlaşmalar imzalar ve ortak açıklamalar yayımlar, bir anlamda dünyanın kaderini çizmeye çalışırlar. Tabii ki kaybolmazlarsa. Rumours, tam da global bir kriz hakkında aşırı önemli bir bildiri hazırlama aşamasındayken ormanda kaybolduklarını fark eden bu dünya liderlerini gözlemliyor. Liderlerin git gide gerçeklikten uzaklaşan bir takım tehditler karşısında nasıl da beceriksiz ve kifayetsiz olduklarına komedi, kıyamet filmi ve pembe dizi kıvamında gidip gelerek tanık oluyoruz. Parlak oyuncu kadrosuyla dikkat çeken film, dünya yangın yerine dönerken kurumlarla güç odaklarının saçmalığını tiye alan eğlenceli bir siyasi taşlama.

    Şimdi izle

    Rumours için mevcut bir yayın yok.
    İzleyebileceğiniz zaman sizi haberdar edelim.

  9. Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği

    #9

    İyiyle kötü arasındaki mücadelenin epik bir anlatımı olan bu filmde, dünyanın kaderini değişterecek olan bir yüzükten kurtulmak için verilen mücadele anlatılıyor. Yıllar önce üretilen ve Orta Dünya topraklarına kandan başka hiçbir şey getirmeyen yüzüklerin sonuncusu, üretiminden yüz yıllar sonra ortaya çıkar. Amcasının kendisine emanet ettiği yüzüğün nelere kadir olduğundan habersiz olan Frodo, büyücü Gandalf'ın anlattıkları sonrasında dehşete kapılır. Bu yüzükten ve savaşlardan kurtulmanın, gücünü toplamaya çalışan Sauron'u engellemenin tek yolu yüzüğü yok etmektir. Yüzüğü yok edilebileceği tek yer olan Mordor'a götürmek için kendini feda eden savaşçılardan oluşan bir ekip oluşturulur. Çok uzun ve çetin geçecek olan yolculuk başlar. Orta Dünya'nın kaderi, bu insanların ellerindedir.

  10. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi

    #10

    Birinci Dünya Savaşı’nda oğlunu kaybeden kör bir saatçi tren istasyonuna yaptığı bir saati geri işlenmesi üzerine kurar, gidenler belki geri döner düşüncesiyle...Bu saat bir mucizeye sebep olur ve 1918’de savaşın bittiği gün doğan Benjamin Button’un hayat saati tersine işler. O 80’lerinde bir yaşlı olarak doğmuştur ve hayatı bir bebekliğinin ulaşabileceği ilk evresinde son bulacaktır.Benjamin tersine giden gelişmesinde ortama ayak uydurmaya çalışırken daha küçük yaşlarda bir kıza aşık olur. İlk önceleri kendi yaşlı görüntüsünden dolayı ondan uzak kalmaya çalışırken yaşları birbirlerini yakaladığında mutluluğu bulur ama ikisinin de daha gideceği yol vardır.